28 Nisan 2016 Perşembe

YABANCILARA TÜRKÇE ÖĞRETİMİ

                                         


                                                YABANCILARA TÜRKÇE ÖĞRETİMİ




Yabancılara Türkçenin öğretimi konusu, dil öğretiminde son yıllarda (özellikle son yirmi yılda) çok büyük önem kazanmıştır. Türkçenin yabancı dil olarak öğretilmesine yönelik bu uygulamalarda, genel olarak temel, orta ve yüksek olmak üzere üç düzey belirlenmiş ve buna göre öğretim yapılmaktadır. Bu öğretim etkinliklerinde ders kitabı ve yardımcı kitaplar ile dinleme-anlamaya yönelik ses kasetleri kullanılmaktadır. Bu materyaller ve bunlara ek olarak hazırlanması gereken sadeleştirilmiş hikâye kitaplarının, Türkçenin temel söz varlığına uygun olarak oluşturulması gerekir. Biz daha da ileri giderek, Türkçenin yabancı dil olarak öğretimi için temel düzey ders kitaplarında kullanılmak üzere ayrı bir söz varlığının belirlenmesi gerektiğine inanıyoruz. Orta düzeyde de, temel düzeydeki kelimelerin üzerine öğretilmesi gerekenler sayısı da dahil olmak üzere belirlenmelidir. Temel söz varlığını belirlerken öncelikle, organ ve akrabalık adlarının, sayıların, günlük hayatta sıkça kullanılan isim ve fiiller ile onlarla ilişkisi olan kelimelerin, sıkça kullanılan deyimler, atasözleri ve iletişimde önemli bir yeri olan kalıplaşmış sözlerin ele alınması gerekmektedir. “Bir dilin söz varlığı, o dilin tarihine geniş ölçüde ışık tutmakta, yüzyıllar boyunca ortaya çıkan ses, biçim, söz dizimi ve anlam değişikliklerini yansıtmakta, hangi dillerin etkisiyle, ne türden değişimlerin gerçekleştiğini göstermektedir.” (Aksan, 1996, s.11) Dolayısıyla, Türkçenin söz varlığının sağlıklı bir biçimde belirlenmesi, hem ana dili olarak hem de yabancı dil olarak Türkçenin öğretiminde en temel şarttır.  “Kelime hazinesinin genişliği, kişiye konuşma kolaylığı, akıcılığı ve cesareti sağlar. Bu sebeple, güzel konuşmak için kelime hazinesini geliştirmek gereklidir.” (Türkçe Eğt. ve Öğr. Kılavuzu 1986, s.219) Ana dili olarak Türkçenin öğretiminde, kelime hazinesini geliştirmek için kişinin yaş grubuna uygun kitaplar okuması tavsiye edilebilir, bulmacalar çözmesinin yardımcı olacağı söylenebilir vb. Ancak, yabancı dil olarak Türkçenin öğretiminde temel söz varlığının iyi belirlenmemiş olması öğretimde büyük bir sıkıntı yaratmaktadır. Birçok dilde temel söz varlığına ilişkin çalışmalar yapılıp ortaya bilimsel veriler konmuştur. Böylece, dil öğretim kitaplarının ana dili öğretimine yönelik olanlarında hangi kelimelerin yer alması gerektiği, yabancı dil olarak öğretimine yönelik olanlarında ise farklı olarak hangi kelimelerin verilmesi veya verilmemesi gerektiği konuları açıklık kazanmıştır.  Yabancı dil olarak Türkçenin öğretiminde, hedef kitleye temel düzeyde kaç kelime verilebilir ya da verilmelidir? Bunları belirlerken ölçütlerimiz ne veya neler olmalıdır? Bütün bu soruların cevapsız kalmaması ve temel söz varlığının belirlenmesine yönelik çalışmaların, dil öğretiminde bir işlevinin olabilmesi için öncelikle Türkçenin hedef kitleye ne derece öğretileceğinin iyi belirlenmesi gerekir. Bu belirlemeler için de ihtiyaç analizi (need analysis) yapılmalıdır. Eğer, amacınız bir yabancının Türkiye’de lisans veya lisansüstü öğrenim görebilmesini sağlayabilecek düzeyde bir dil öğretiminin yapılması ise belirlemeleriniz farklı, ev hanımlarına günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri düzeyde Türkçe edindirmekse belirlemeleriniz farklı olacaktır. “




1 yorum: